Mustafa Kemal Atatürk’ün 1936 yılında Afet İnan’a yazdırdığı; “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Bu sözü burada izah edeyim: Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mâna çıkarmak, uyanık davranmak, düşünmek, zekâyı terbiye etmektir” ifadeleri, genç Cumhuriyet’in sadece siyasi bir rejim değişikliği olmadığının, aynı zamanda topyekûn bir medeniyet projesi olduğunun en net kanıtıdır. Bir imparatorluğun küllerinden doğan ulus devlet, neden temeline ekonomiyi, orduyu veya siyaseti değil de “kültürü” koymuştur? Bu makale, Atatürk’ün kültür vizyonunu, Cumhuriyet devrimlerinin kültürel kodlarını ve bu vizyonun modern Türkiye’nin inşasındaki hayati rolünü derinlemesine incelemektedir.
1. Giriş: Savaş Meydanlarından Zihin Dünyasına
Kurtuluş Savaşı, askeri bir zaferdi; ancak Atatürk’e göre asıl savaş, cehalete, dogmatizme ve geri kalmışlığa karşı verilecek olan kültür savaşıydı. Sakarya Meydan Muharebesi’nin en şiddetli günlerinde, top seslerinin Ankara’dan duyulduğu bir atmosferde “Maarif Kongresi”ni (Eğitim Kongresi) toplaması, onun öncelik sıralamasında kültür ve eğitimin nerede durduğunu göstermeye yeterlidir.
Atatürk, Osmanlı’nın çöküşünü sadece askeri veya ekonomik nedenlere bağlamıyordu. Ona göre asıl çöküş, zihniyette başlamıştı. Bilimsel düşünceden kopuş, sanattan uzaklaşma ve kimlik bunalımı, imparatorluğu “Hasta Adam” haline getirmişti. Reçete ise belliydi: Temeli sağlam, harcı bilim ve sanatla karılmış bir kültür devleti inşa etmek.

2. Kavramsal Çerçeve: Atatürk’ün “Kültür” Tanımı
Dönemin entelektüel dünyasında Ziya Gökalp’in “Hars” (Milli Kültür) ve “Medeniyet” (Evrensel Teknik/Bilim) ayrımı tartışılırken, Atatürk daha pragmatik ve bütünleştirici bir yaklaşım sergiledi. Ona göre kültür, bir milletin karakterini oluşturan duygusal bağlar ile o milleti ileri götürecek zihinsel yetilerin toplamıydı.
Atatürk kültürü şu sacayakları üzerine oturtuyordu:
- Milli Benlik (Tarih ve Dil): Kendi köklerini bilmek.
- Müspet İlim (Bilim ve Teknik): Dünyayı bilimsel metotlarla algılamak.
- Güzel Sanatlar (Estetik): İnsani duyarlılığı ve yaratıcılığı geliştirmek.
Bu bağlamda “Cumhuriyet’in temeli kültürdür” sözü; devletin, aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür bireylerden oluşan bir toplum üzerine bina edildiğini ifade eder.
3. Dil ve Tarih: Kimlik İnşası
Bir milletin kültürü, diliyle yaşar ve tarihiyle nefes alır. Cumhuriyet öncesinde, halkın konuştuğu Türkçe ile devletin ve aydınların kullandığı Osmanlıca arasındaki uçurum, kültürel bir kopuş yaratmıştı. 1928 Harf Devrimi ve 1932 Türk Dil Kurumu’nun kuruluşu, sadece bir alfabe değişikliği değil, bir “düşünceyi özgürleştirme” hamlesiydi. Dilin sadeleşmesi, bilginin demokratikleşmesi demekti. Artık köylü Mehmet Efendi ile şehirli aydın aynı dilde anlaşıyor, aynı kültürel havuzu besliyordu.
Benzer şekilde, Türk Tarih Kurumu’nun çalışmalarıyla tarih bilinci, hanedan tarihçiliğinden çıkarılarak, Orta Asya’dan Anadolu’nun kadim medeniyetlerine (Sümerler, Hititler) kadar uzanan geniş bir perspektife oturtuldu. Bu, Türk insanına “Siz göçebe bir aşiret değil, medeniyet kurucu bir ulussunuz” mesajını vererek, yıkılmış bir imparatorluk halkına ihtiyaç duyduğu özgüveni aşıladı.

4. Sanat: Medeniyetin Aynası
Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözü, kültürün estetik boyutunun lüks değil, hayati bir ihtiyaç olduğunu vurgular. Cumhuriyet, müziği, resmi, heykeli ve tiyatroyu devlet politikası olarak destekledi.
- Müzik Devrimi: Geleneksel Türk müziği motiflerinin Batı’nın çok sesli müzik teknikleriyle işlenmesi (Türk Beşleri örneği), Doğu-Batı sentezinin en somut kültürel ürünüydü.
- Heykel ve Resim: Yüzyıllardır süren tasvir yasağının kırılması, Türk toplumunun görsel algısını ve soyut düşünme yeteneğini geliştirdi.
Sanat, Cumhuriyet için bir “modernleşme vitrini” değil, insan kalitesini artırma aracıydı.
5. Eğitim ve Kurumlar: Kültürü Tabana Yaymak
Kültür, sadece elit bir zümrenin tekelinde kalırsa, o yapı çökmeye mahkumdur. Cumhuriyet’in en büyük başarısı, kültürü Anadolu’ya yayma projesidir.
- Halkevleri (1932): Tiyatro, kütüphane, spor, sosyal yardım gibi şubeleriyle Halkevleri, birer “kültür fabrikası” gibi çalıştı. Anadolu’nun en ücra köşesindeki vatandaş, Halkevleri sayesinde ilk kez tiyatro ile tanıştı, kütüphaneye girdi.
- Köy Enstitüleri: Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un mimarlığında kurulan bu enstitüler, sadece okuma yazma öğreten değil, aynı zamanda Mozart dinleyen, dünya klasiklerini okuyan, tarımda modern teknikleri kullanan “aydınlanmış üreticiler” yetiştirmeyi hedefledi. Bu, “iş içinde eğitim” prensibiyle kültürün toprağa ekilmesiydi.

6. Müspet İlim: Kültürün Omurgası
Atatürk, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyerek, kültürün temelinin hurafeler değil, bilimsel gerçekler olduğunu ilan etti. 1933 Üniversite Reformu, Darülfünun’un modern bir üniversiteye dönüşmesi ve Nazi Almanyası’ndan kaçan bilim insanlarının Türkiye’ye davet edilmesi, genç Cumhuriyet’in kültürel kodlarının evrensel bilimle entegre olma arzusunu gösterir. Bilimsel düşünce yeteneği kazanmamış bir toplumun, “kültürlü” olarak nitelendirilmesi Atatürk’e göre imkansızdı.
7. Sonuç: Geleceğe Bırakılan Emanet
“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözü, donuk bir ifade değil, dinamik bir hedeftir. Bugün Türkiye’nin sahip olduğu modern hukuk sistemi, kadın hakları, üniversiteler, sanat kurumları ve bilimsel altyapı, bu kültür temelinin üzerindeki tuğlalardır.
Ancak temel, sürekli bakım ister. Kültürel yozlaşma, dilin bozulması, tarih bilincinin zayıflaması ve bilimsel düşünceden uzaklaşma, devletin temelinde çatlaklar oluşturur. Atatürk’ün vizyonuna göre Türkiye’nin “muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkması”, ancak kültürel derinliğini koruyarak ve onu evrensel değerlerle besleyerek mümkün olacaktır. Cumhuriyet, bir kültür devrimidir ve bu devrim, her neslin zihninde yeniden gerçekleşmeye devam etmektedir.

Kaynakça ve İleri Okuma Önerileri
Bu makalenin hazırlanmasında ve konunun daha derinlemesine incelenmesi için aşağıdaki temel eserlerden ve kaynaklardan yararlanılmıştır.
- Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
- Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, Kaynak Yayınları.
- Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, Ötüken Neşriyat.
- Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Pozitif Yayınları.
- Şerafettin Turan, Türk Kültür Tarihi, Bilgi Yayınevi.
- Hasan Âli Yücel, Davam, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
- Emre Kongar, Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açısından Atatürk, Remzi Kitabevi.
- Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Arkadaş Yayınları.
Cumhuriyet ateşini yakmak için
DOKUN
"Türkiye Cumhuriyeti'nin
Temeli Kültürdür."
Lisans ve Telif Uyarısı
Medya kullanım kuralları
Bu içerikte yer alan tüm medya dosyalarının (görsel, video, ses, belge vb.) lisans/telif bilgilerini ilgili eser açıklamalarından kontrol edin.
📚 Şartlar ve Koşullar Oku
Yorumlar kapatıldı.